28.01.2019

Namazda Şeytan Ayartması



İblis namazdaki bazı kimselere de okudukları dua ve surelerin okunuşu hususunda vesvese verir. Kişi örneğin Fatiha suresini okurken "elhamdu elhamdu" diye tekrarlar durur. Böylece namaz adabını çiğner şeytan bazen şeddeyi bastırarak okutmada, bazen fatihanın "mağdûbi" kelimesindeki Dâd harfinin çıkartılmasında vesvese verir. Birisini gördüm bu kelimeyi söylerken Dâdın üzerinde öyle duruyordu ki ağzından tükürüğü çıkıyordu. Hâlbuki harfi başka harflere benzemeyecek şekilde, olduğu gibi okumaktır. Ama iblis bu kelimeleri bundan öteye götürüp harfler üzerine durdurtur ve onların okuduklarını anlamaktan alıkoyar. Bu vesveselerin hepsi iblistendir. Sehl b. Ebi Umâme ona şöyle anlattı: Ben ve babam, Enes b. Malik'in (r.) yanına vardık. Sanki yolcu namazı gibi kısa süren hafif bir namaz kıldı. Selam verince babam "Allah (c.) sana rahmet eylesin. Acaba bu namazın Rasulullah'ın (s.) farz namazı gibi mi yoksa nafile mi kıldın?" dedi. O: Bu Rasullullah'ın (s.) namazıdır. Ondan farklı olarak, sadece bir yerde hata yaptım (ve onun için de sehiv secdesi yapmak zorunda kaldım). Rasullullah (s.) şöyle buyururdu: "Kendinize dini zorlaştırmayın, sonra Allah da size zorlaştırır. Çünkü bir takım kimseler (Hıristiyanlar) kendilerine zorlaştırmışlardı; Allah da (c.) onlara zorlaştırmıştı. İşte manastırda yaşayanlar. Onların kalıntılarıdır!" dedi. İcat ettikleri biz onlara yazmamıştık (farz kılmamıştık)  (Hadid, 27)

İblis pek çok âbidi de kandırmış ve ona ibadetin sadece niyetten olduğu fikrini empoze etmiştir.  Şeytan vesvesesine bir kimse namaz öncesi söyleye geldiği niyetle namazın hangi vakit namazı olduğu kaza mı eda mı yoksa hangi namaz olduğu (Kılınan namaz farz ise bunun hangi vakit namazı olduğunu; eda mı kaza mı olduğu hususunu akıldan geçirmek şarttır. Sünnet ve nafilelerde ise bunlar şart değildir. ) gibi hususları bir arada aklından geçirmeye ve diliyle söylemeye çalışır. Bu aslında imkânsız bir şeydir. Bir kişi âlim geldiğinde ayağa kalktığında bunun gibi niyet hazırlamaya kalkışsa zorlanacaktır. Bu örneği bilen kişi niyetin de ne olduğunu öğrenir. Niyetin tekbirden kısa süre öncesinde yapılmasında bir beis yoktur. Hal böyle iken onu tekbirle bitişik yapmaya çalışmanın anlamı nedir? Kaldı ki niyet ettikten sonra onu bozmadığı sürece niyetini tekbirle bitiştirmiş sayılır.

Bu vesveselilerden bazısı sanki namazdan maksat sadece tekbirmişçesine tekbiri bin bir güçlükle yapıp getirdikten sonra namazdan tamamen gafil olur. Aklı başka yere gider, dikkati dağılır. Bu bir aldatmacadır ve kişi bundan şunu düşünerek kurtulur: tekbirden maksat namaza girmektir. Ev mesabesinde olan namazı ihmal edipte kapı mesabesinde olan tekbire takılıp kalmanın, onunla meşgul olmanın mantığı nedir?

İblisin aldattığı bir takım kimseler asılsız gerekçelerle ve tevillerle birçok sünnetleri terk etmişlerdir. Bunlardan bazısı cemaatte ilk safı terk eder ve "önemli olan kalplerin Allah'a yakın olmasıdır." der. Bazısı namazda el bağlamaz ve "Kalbimde olmadığı hakkında huşulu görünmek istemiyorum" der. Bazısı büyük kişilerden her iki hareket de rivayet edilmiştir. Bu, bilgi kıtlığının sebep olduğu Buhârî ve Müslim'in Ebû Hureyre (r.) kanalıyla rivayet ettiği bir hadiste Rasullullah (s.) şöyle buyurmuştur: "İnsanlar ezandaki ve ilk saftaki fazileti bilseler ve (bunların sevabını) yakalamada kur'a çekme zorunda kalsalardı kur'a çekerlerdi!" Müslim'in Ebû Hureyre (r.) kanalıyla rivayet ettiği bir başka hadiste Rasullullah (s.) "Erkeklerin en hayırlı safı ilki, en kötüsü sonuncusudur." buyurmuştur. Eller sadece ayakta bağlanır. Teşehhüd halinde ise diz üzerine konur. Bu kimseler bu tür şeyleri adet haline getirmişlerdir. İblis bunları öyle aldatır ki, bilmeden birçok vacipleri terk ettikleri olur.

İblis bazı âbidleri de gece namazını çok uzun kıldırmak suretiyle aldatır. Onlardan bazısı gece boyunca namaz kılar. Kıldığı gece ve duhâ namazlarına farz namazlarından fazla sevinir. Bu kişi sabah namazı öncesi bitkin düşer böylece bazen sabah namazını kaçırır. Veya kalkıp namaza hazırlık yapana kadar cemaatle namazı kaçırır. Veya bitkin ve yorgun sabahladığından ailesinin geçimi için çalışmaya takati kalmaz.
Rasullullah (s.):  "Orta yoldan ayrılmayın. Çünkü her kim dine galebe çalmaya çalışırsa o kendisine galebe çalar (Yani sonunda aciz kalır hepsinin üstesinden gelmesi imkânsızdır.)" Enes b. Malik'ten rivayet edildiğine göre Rasullullah (s.) bir gün mescide girdive iki sütun arasında çekilmiş bir ip gördü "Bu nedir?" diye sordu. "Bu ip Zeynep'indir. O burada namaz kılıyor. Gevşediğinde veya tembelleştiğinde ona tutunuyor." dediler. Rasullullah (s.): "Onu çözün" buyurdu. Sonra "Dinç olduğunuz vakitte namaz kılınız. Yorulduğunuzda veya gevşediğinizde oturunuz." buyurdu. Âişe (r.) den rivayet edildiğine göre Rasullullah (s.) şöyle buyurmuştur: Sizden birini uyku bastırdığında uykusu gidinceye kadar yatıp uyusun. Uykulu uykulu namaz kıldığında olabilir ki istiğfar ediyorum derken kendine söver!" Bu sahih bir hadistir.  Buhârî ve Müslim rivayet etmiştir. Bir önceki hadisi de sadece Buhârî rivayet etmiştir.

İblis bazılarını da namaz ve başka ibadetler için mescide inzivaya çekilmekle aldatmıştır. İnsanlar bunları bilirler, yanlarına gelip onlar gibi namaz kılarlar. Halleri insanlar arasında yayılır meşhur olurlar, meşhur olurlar. Bu iblisin hilelerindendir. Nefis ibadet için bundan güç alır. Çünkü hareketinin insanlar tarafından duyulduğunu ve kendisine övgüler yağdırıldığını bilir. Zeyd b. Sabit'ten rivayet edildiğine göre Rasullullah (s.) şöyle buyurmuştur: "Kişinin kıldığı en faziletli namaz evinde kıldığı namazdır. Ancak farz namazlar müstesna" Bu hadisi Buharî ve Müslim rivayet etti. Amir b. Abdikays insanların kendilerini namaz kılarken görmelerinden hoşlanmaz ve her gün bir rekât nafile namaz kıldığı halde Hiçbirini camide kılmazdı. İbni Ebî Leyla da namaz kılarken biri yanına girecek olsa hemen yatardı.



19.01.2019

Ettehiyyâtü Duası Okunuşu ve Meali



Ettehiyyâtü Duası Okunuşu ve Meali

Tahıyyat yani etthıyyatü duası bütün namazların ilk ve son oturuşlarında okunur. Bu dua Kur'an-ı Kerimde geçmediği için ayet değildir. Ettehıyyatü duası Miraç Gecesi'nde Allah'ı Teala ve Peygamber Efendimizin karşılıklı konuşmaları ve Cebrail (AS)'ın bunlara katılması ile ortaya çıkan cümlelerden oluşmaktadır.Ettehıyyatü'nün güzelliğini anlayın, üzerinde düşünün. Kalbiniz rahatlayacak. Huzur bulacaksınız. Peygamber efendimiz miraç da yüce Yaradan'a şunu söylemiştir;


Ettehiyyâtü Duası Okunuşu:

Et-tahıyyâtü lillâhi vessalevâtü vettayyibât.
Esselâmü aleyke eyyühen-Nebiyyü
ve rahmetullâhi ve berakâtüh,
Esselâmü aleynâ ve alâ ibâdillâhis-sâlihîn.
Eşhedü en lâ ilâhe illAllâh
ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve Rasûlühü.


Ettehiyyâtü Duası Anlamı:

Her türlü hürmet, salavât (dua) ve bütün iyilikler
Allâh-ü Te'âlâ'ya mahsustur. Ey Nebî! Allah'ın selâm,
rahmet ve bereketi senin üzerine olsun. Selâm, bizim ve
Allah'ın sâlih (doğru hareket eden) kullarının üzerine olsun.
Şahâdet ederim ki, Allâh-ü Te'âlâ birdir ve yine şahâdet
ederim ki, Muhammed (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) O'nun kulu ve Rasûlüdür.

15.01.2019

Kamet Arapça ve Türkçe Yazılışı




KAMET ARAPÇA YAZILIŞI 



اَللَهُ اَكْبَرُ- اَللَهُ اَكْبَرُ
اَللَهُ اَكْبَرُ- اَللَهُ اَكْبَرُ
اَشْهَدُ اَنْ لَا اِلَاهَ اِلَّا اللهُ – اَشْهَدُ اَنْ لَا اِلَاهَ اِلَّا اللهُ
اَشْهَدُ اَنَّ مُحَمّدًا رَسُولُ اللهِ – اَشْهَدُ اَنَّ مُحَمّدًا رَسُولُ اللهِ
حَىَّ عَلَى الصَّلَاةِ – حَىَّ عَلَى الصَّلَاةِ
حَىَّ عَلَى الْفَلَاحِ – حَىَّ عَلَى الْفَلَاحِ
قَدْ قاَمَتِ الصَّلاَةُ – قَدْ قاَمَتِ الصَّلاَةُ
اَللَهُ اَكْبَرُ- اَللَهُ اَكْبَرُ
لَا اِلَاهَ اِلَّا اللهُ

KAMET TÜRKÇE YAZILIŞI VE ANLAMI

Allâh-ü Ekber” (Allah en büyüktür) (4 kere),
Eşhedü en lâ ilâhe İllallah” (Şahitlik ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur) (2 kere),
Eşhedü enne Muhammeden Rasûlullah” (Şahitlik ederim ki Muhammed Allah’ın elçisidir) (2 kere),
Hayye ale’s-salâh” (Haydi namaza) (2 kere),
Hayye ale’l-felâh” (Haydi kurtuluşa) (2 kere),
Kad Kâmeti’s Salâh” (Namaz başladı) (2 kere),
Allâh-ü Ekber” (Allah en büyüktür) (2 kere),
Lâ ilâhe İllallah” (Allah’tan başka ilâh yoktur) (1 kere).


Kamet Nedir ve Nasıl Getirilir ?





Kâmet, farz namazlardan önce getirilir ve kamet getirmek sünnettir.


KAMET NEDİR?

Kamet, farz namazlardan önce, namazın başladığını bildiren ve ezan benzeri sözlerdir. İster cemaatle, isterse tek başına kılınsın, erkeklerin her farz namazdan önce kâmet getirmeleri sünnettir. Kaza namazlarında da kâmet getirmek sünnettir. Kamet getirmek namazın dışında bir sünnettir, getirildiğinde sevap kazanılır, getirilmediğinde sevaptan mahrum kalınır.

KAMET İLE EZAN ARASINDAKİ FARK

Kamet ezana göre daha hızlı okunur. Ezan ile kametin arasının bir miktar ayrılması gerekir. Ezan ile kamet arasında sünnet bulunmayan akşam namazında, ezan okunduktan sonra Fatiha suresini okuyacak kadar beklemek uygun olur.

KAMET NE ZAMAN GETİRİLİR? NE ZAMAN GETİRİLMEZ?

Bir camide, cemaatle vaktin namazı kılındıktan sonra, yeni bir cemaat oluştuğunda, aynı vakit namazının, cemaatle veya tek başına kılınması halinde, tekrar ezan ve kâmet okunmasına gerek yoktur. Bunun dışında eğer getirilmedi ise tek veya cemaat halinde kamet, her farz namazı kılınmadan önce okunur.

Beş vaktin farz namazlarında ve Cuma namazının farzında kamet getirilir. Kaza namazında da bu böyledir. Ancak Vitir, Teravih, Bayram, Cenâze ve Nâfile namazlarda kamet getirilmez. Kamet erkeklere has bir sünnettir. Kadınlar kamet getirmezler. Kamet cemaatın müstehab olan sünnetlerindendir. Kadınlar ve çocuklar bir arana gelerek namaz kılsalar bile kamet gerekmez. Namazlarından bazısı kazaya kalan namazlarını peşipeşine kılabilir. Bulunduğu yerden ayrılmadığı sürece tek kamet yeterli olur.


Kaza Namazı Nedir ve Neden Kılınır?



Bir namazı vaktinde kılmaya “edâ” vaktinden sonra kılmaya da “kaza” denir. Vaktinde kılınamayan namaza “faite” denir. Çoğulu “fevait”‘tir.

Vaktinde kılınmamış olan beş vakit farz namazın kazası farz, vitir namazının kazası ise vacip olur. Kaza edilecek sünnet sayısı azdır. Şöyle ki, bir sabah namazının farzı ile birlikte sünneti de vaktinde kılınamamışsa, o günün, güneşin doğmasından 50-55 dakika kadar sonra öğle namazını vaktinden biraz önceye kadar bu sünnet, farz ile beraber kaza edilir. Kuşluk vaktinden önce ve istivadan sonra kaza edilemez. İmam Muhammed’e göre bu sünnet yalnız olarak da vaktinde kılınmamış olsa yine kuşluk vakti ile istiva arasında kaza edilir.

Bir özür olmaksızın namazın kazaya bırakılması büyük günahlardandır. Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Güvene kavuştuğunuz zaman namazı kılın. Çünkü namaz mü’minlere vakitleri belirlenmiş olarak farz kılınmıştır.” (en-Nisa, 4/103) Namazı özürsüz kazaya bırakmanın günahı o namazı kaza etmekle kalkmaz, ayrıca tevbe etmek de gerekir.

Meşru bir özür sebebiyle namaz kazaya bırakılabilir. Bu özürler: Düşman korkusu, bir ebenin doğum yapacak kadının başından ayrılması halinde çocuğun veya annesinin öleceğinden korkması bu özürler arasında sayılabilir.

Namazı bilerek ve tembelliği yüzünden kazaya bırakan kimse günahkar olur ve bu namazı kaza etmesi vaciptir.

Kazaya kalan namazlar nasıl eda edilir?

Bir namazın eda şekli nasılsa kazası da aynı olur. Mesela seferde iken dört rekatlı bir namazı kaçıran kimse bunları ister seferde isterse asli vatanına döndükten sonra kaza ederken iki rekat olarak kaza eder. İkamet halinde tam olarak kılınması gereken namazları kazaya bırakan kimse de bunları hazarda veya seferde yine tam olarak kaza eder.

Namaz kaza edilirken bir sıra gözetilmesi gerekir mi? Eğer namazı kaza edecek kişi tertip sahibi ise, kaza namazı ile vakit namazı arasındaki sıraya uymak gerekir. Tertip sahibi değilse, bu namazı kaza etmeden diğerlerini kılabilir.

Bir kimsenin tertip sahibi sayılması için altı vakitten fazla namazı kaza kalmamış olmalıdır. Vitir namazı dahil altı vakit namazı kazaya kalınca tertip sahibi olmaktan çıkar.

Bir kimse ne kadar namazının kazaya kalmış olduğunu bilmese, galip olan kanaate göre hareket eder. Eğer böyle bir karara varamazsa, borcundan kurtulduğuna kanaat getirinceye kadar kaza namazı kılması gerekir.

Kaza namazı kılan kimsenin yanında cemaatle vakit namazına başlanırsa, namazını tamamlamadıkça cemaate iştirak edemez.

Kaza namazını evde kılmak daha uygundur. Çünkü bunu açığa vurmak Cenab-ı Hakka karşı bir cür’et sayılır ve başkaları için kötü örnek teşkil edebilir.

Kaza namazları üç kerahet vakti dışında her vakitte kılınabilir. Bunlar: Güneşin doğma, batma ve zeval (güneş tam tepedeyken) vaktidir.

Kaza namazıyla meşgul olmak nafile namazla meşgul olmaktan daha önemlidir. Fakat beş vakte bağlı olan sünnetler müekked olsun gayri müekked olsun bundan müstesnadır. Yani sünnetleri terk ederek, bunların yerine kazaya niyet etmek uygun değildir. Aksine bu sünnetlere niyet edilmesi daha uygundur. Hatta kuşluk ve teheccüd namazı gibi haklarında hadis bulunan namazlar da böyledir. Bunlara da bu şekilde nafile olarak niyet edilmesi evlâdır. Çünkü bu sünnetler farz namazlarını tamamlar. Ayrıca bunların telafisi mümkün değildir. Kaza namazlarının ise belirli vakitleri olmadığı için telafileri mümkündür.

Farz namazlarını kazaya bırakarak günaha giren kimsenin, bu günahtan kurtulmak için sünnetleri feda etmesi uygun değildir. Böyle bir kimsenin fazla ibadet yaparak Yüce Allah’ın affına sığınması gerekirken, kendisi için Rasulullah (s.a.)’ın şefaatinin tecellisine vesile olacak bir kısım sünnetleri, nafileleri terk etmesi nasıl uygun olabilir? Hem farzları kazaya bırakmak hem de vakit namazlarını sünnetten tecrit etmek iki kat kusur olmaz mı? Fetvaya esas olan görüş budur. Bu görüş Ömer Nasuhi BİLMEN Merhuma aittir.

Kaza Namazına Nasıl Niyet Edilir?




Kaza Namazına Nasıl Niyet Edilir?

Bir namaz nasıl kılınıyorsa aynı şekilde de kazası kılınır. Sadece niyet ederken aşağıdaki şekilde niyet edilir.

Sabah Namazının kazası: 2 rekat farzı kılınır. “Niyet ettim Allah rızası için, vaktine yetişip de kılamadığım ilk sabah namazını kılmaya” veya “son sabah namazını kılmaya.”
Öğle Namazının kazası: 4 rekat farzı kılınır. “Niyet ettim Allah rızası için, vaktine yetişip de kılamadığım ilk öğle namazını kılmaya” veya “son öğle namazını kılmaya.”
İkindi Namazının kazası: 4 rekat farzı kılınır. “Niyet ettim Allah rızası için, vaktine yetişip de kılamadığım ilk ikindi namazını kılmaya” veya “son ikindi namazını kılmaya.”
Akşam Namazının kazası: 3 rekat farzı kılınır. “Niyet ettim Allah rızası için, vaktine yetişip de kılamadığım ilk akşam namazını kılmaya” veya “son akşam namazını kılmaya.”
Yatsı Namazının kazası: 4 rekat farzı kılınır. “Niyet ettim Allah rızası için, vaktine yetişip de kılamadığım ilk yatsı namazını kılmaya” veya “son yatsı namazını kılmaya.”
Vitir Namazının kazası: 3 rekat aynen kılını. “Niyet ettim Allah rızası için, vaktine yetişip de kılamadığım ilk vitir namazını kılmaya” veya “son vitir namazını kılmaya.”

Kaza Namazı Nasıl Kılınır ?


Vakit namazlarını vaktinin dışında kılmaya “kaza” denir. Vaktinde kılınmamış olan beş vakit farz namazın kazası farz, vitir namazının kazası ise vacip olur. Bu durumda namazın sadece farzı  kılınır.

Kaza Namazı Nasıl Kılınır:

Kaza namazı için belirli bir zaman yoktur. Yani öğle namazının kazası öğle vaktinde kılınır diye bir sınır yoktur. Kerahat vakitleri hariç istenilen zamanda kılınabilir.
Bir namazın vaktinde kılınma şekli nasılsa kazası da aynı şekilde kılınır.
Bir kaza namazına şöyle niyet edilir: “Niyet ettim Allah rızası için, vaktine yetişip de kılamadığım ilk ikindi namazını” veya “son ikindi namazını kılmaya.” Böylece kazaya kalmış olan namazlar, ya ilk kazaya kalmış olanından başlanmış olur veya en son kazaya kalmış olanından başlanmış olur ki, her iki halde de belli bir düzene göre geçmiş namazlar kılınarak azalmış olur.
Bir vaktin namazı kaza edileceği zaman önce bir ezan okunur, sonra kamet getirilerek kılınır. Birden fazla kaza namazı kılınacağı zaman da hepsi için bir ezan yeterli olurken, her farz namazı için ayrı ayrı kamet getirmek sünnettir.
Kaza namazını evde kılmak daha uygundur. Çünkü bunu açığa vurmak Allahü teala’ya karşı bir cüret sayılır ve başkaları için kötü örnek teşkil edebilir.


13.01.2019

Namazda ve Sonrasında Okunan Tesbihatların Anlamları





























11.01.2019

Namazın Kılınışı




















Kıyam





















































10.01.2019

Cuma Gününün Önemi Nedir ?



Sual: Cumanın özelliği nedir? Niye kıymetlidir?
CEVAP
1- Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Allah katında günlerin efendisi Cuma’dır. O kurban ve Ramazan bayramı günlerinden de faziletlidir. Cuma gününde şu beş özellik vardır: 1- Hazret-i Âdem o gün yaratıldı. 2- O gün yeryüzüne indirildi. 3- O gün vefat etti. 4- O günde öyle bir an vardır ki, günah veya akrabalarla ilişkiyi kesme konularında olmamak şartıyla kul Allahü teâlâdan bir şey isterse Allahü teâlâ mutlaka onu verir. 5- Kıyamet o gün kopacaktır. Allah’a yakın hiç bir melek, hiçbir gök, hiçbir yer yoktur, hiçbir rüzgar, hiçbir dağ ve taş yoktur ki, Kıyametin kopmasına sahne olacağı için Cuma gününün heybetinden korkmasın.) [Buhari, İ. Ahmed]

Cuma, müminlerin bayramıdır. Bugün yapılan ibadetlere en az, iki kat sevap verilir. Bugün işlenen günahlar da, iki kat yazılır. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:


(Sevaplar içinde Cuma günü ve gecesinde yapılandan daha kıymetlisi, günahlar içinde de, Cuma günü ve gecesinde işlenilenden daha kötüsü yoktur.) [Ramuz]


(Cuma günü günah işlemeden geçerse, diğer günler de selametle geçer.) [İ.Gazali]


(Cuma günü, kuşlar, vahşi hayvanlar birbirine, “Selam size, bugün Cumadır” derler.) [Deylemi]


(Cuma diğer Cumaya kadar ve fazladan üç gün içinde işlenen günahlara kefaret olur. Çünkü iyi bir amel işleyene on kat sevap verilir.) [Taberani]


(Dört gecenin gündüzü de gecesi gibi faziletlidir. Allahü teâlâ, o günlerde dua edenin isteğini geri çevirmez, onları mağfiret eder ve onlar bu günlerde bol ihsana nail olurlar. Bunlar: Kadir gecesi, Arefe gecesi, Berat gecesi, Cuma gecesi ve günleri.) [Deylemi]


(Cuma günü gusleden kimsenin günahları affolur.) [Taberani]


(Cuma günü sabah namazından önce, “Estagfirullahelazim ellezi la ilahe illa hüvel hayyel kayyume ve etubü ileyh” okuyanın, deniz köpüğü kadar da olsa, bütün günahları affolur.) [İbni Sünni] 


[Böyle büyük mükafat verilebilmesi için, o kişinin, düzgün itikada sahip olması, kul hakkını, kazaya kalan farzlarını ödemesi ve haramlardan vazgeçmesi şarttır.]


(Cuma günü veya gecesi ölen mümin, şehit olur, kabir azabından kurtulur.) [Ebu Nuaym]


(Ana-babanın kabrini, Cuma günleri ziyaret eden kimsenin günahları affolur, haklarını ödemiş olur.) [Tirmizi] 


(Cuma günü 80 salevat getirenin, 80 yıllık günahı affolur.) [Dare Kutni]


(Cuma gecesi Yasin suresini okuyanın günahları affedilir.) [İsfehani]


(Cuma günü veya gecesi Duhan suresini okuyana Cennette bir köşk verilir.) [Taberani]


2- Kendisine Cuma namazı farz olan her müslümanın alışverişini bırakıp namaza gitmesi farzdır. Özürsüz Cumaya gitmemek haramdır. Ezan okunurken de, alışveriş yapmak mekruhtur. Halbuki alışverişin kendisi helaldir. Yani alınan mal mekruh değil, helaldir. Fakat ezan okunurken alışveriş yapılması mekruhtur. (Dürer)Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:

(Allahü teâlâ, bugünden itibaren kıyamete kadar size Cuma namazını farz kıldı. Adil veya zalim bir imam [başkan] zamanında küçümseyerek veya inkâr ederek Cuma namazını terk edenin iki yakası bir araya gelmesin! Böyle bir kimse tevbe etmezse, onun namazı, zekatı, haccı, orucu ve hiçbir ibadeti kabul olmaz.) [İbni Mace]

(Allah’a ve ahirete inanan, Cuma namazına gitsin!) [Taberani]


(Cuma namazını kılmayan kimsenin kalbi mühürlenir [iyilik yapamaz olur], gafil olur.) [Müslim]


(Cuma namazına giderken ayakları tozlanan kimseye Cehennem ateşi haramdır.) [Tirmizi]


(Cuma namazından sonra, yedi defa ihlas ve muavvizeteyn [yani iki Kul euzüyü] okuyan kimseyi, Allahü teâlâ, bir hafta, kazadan, beladan, kötü işlerden korur.) [İbni Sünni]


(Büyük günah işlenmediği müddetçe, beş vakit namaz ile Cuma namazı, öteki Cumaya kadar aralarda işlenen günahlara kefarettir.) [Müslim] 


Seferi olana Cuma kılmak farz değildir, kılarsa farz sevabını alır. (Hindiyye)Cuma namazı kılınmayan çok küçük köylerde ve kâfir ülkelerinde, cemaatle öğle namazı kılınır ve ikamet okunur. Cumanın sahih olduğu yerlerde, öğleyi cemaatle kılmak ve ikamet okumak mekruh olur. (Redd-ül Muhtar, Fetava-i Abdurrahim)Mahkumlara Cuma namazı farz değildir. Öğle namazını cemaatle kılabilirler.


Cuma namazı yalnız erkeklere farzdır. Bu husustaki hadis-i şeriflerden ikisi şöyle:

(Cuma namazı kılmak, köle, kadın, çocuk, hasta hariç, her müslümana farzdır.) [Hakim]

(Cumaya gelmeyen erkeklerin evlerini yıksam diye düşündüm.)[Buhari]


Kadınların Cuma günü, öğle namazını evlerinde kılmak için cemaatin camiden çıkmasını beklemeleri şart değildir. (Hidaye)


3- Cuma günü oruç tutmak müstehaptır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Cuma günü oruç tutana, on ahiret günü oruç sevabı verilir.) [Beyheki]

Bazı âlimlere göre de yalnız Cuma günü oruç tutmak mekruhtur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Yalnız Cuma günü oruç tutmayın! Bir gün öncesi veya bir gün sonrası ile tutun.) [Buhari]

(Sünnet ve mekruh olduğu bildirilen bir işi yapmamalıdır! Bunun için Cuma günü orucu perşembe veya cumartesi ile birlikte tutmalıdır!) (Redd-ül Muhtar)


Kaynak; Dinimiz İslam

Öne Çıkan Yayın

Kız Çocuğu Bir Nimettir